Ali Babacan: Seçim yaklaşınca güzel haberler bulmaları lazım
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ramazan Bayramı’nın ilk günü Diyarbakır’dan FOX TV’ye bağlanarak, “Seçim yaklaştığında müjdeli haber bulmaları lazım çünkü ülke genelinde durumun ne kadar kötü olduğunu tüm vatandaşlarımız görüyor. 1 kilo kıyma 300 lira, soğan 30 lira… Bir memlekette bir şekilde müjde vermeleri lazım. Seçimden sonra iktidara gelelim, iktidarın söylediklerinin ne kadarı doğru ne kadarı yanlış ortaya çıkaracağız. Doğruları koruyoruz, eksiklikleri gideriyoruz ve hataya izin vermiyoruz” dedi.
Millet İttifakını oluşturan 6 siyasi partinin genel başkanları, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ve ittifakın büyükşehir belediye başkanları heyelan bölgesinde, başka illerde vatandaşlarla Halil İbrahim’de bir araya geldi. Ramazan Bayramı’nın ilk gününde Sofrası Buluşması.
DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan, bayram namazını Diyarbakır Ulu Camii’nde kıldırdıktan sonra FOX TV’ye bağlanarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Karadeniz’den doğalgaz geldi, bir ölçü yakıldı. Bunun için yapılan yatırım ne kadar oldu? Kaç milyar dolar harcadınız? Karşılığında kıyıya getirdiğiniz gazın piyasa değeri nedir?” diye sorduk. yine kanıtlanmış rezerv konusunda cevap yok.Mademki bu iş bağımsız denetimden geçmedi O zaman güven olmaz.Seçim yaklaşınca bir müjde bulmaları lazım çünkü ülke genelinde durumun ne kadar vahim olduğunu tüm vatandaşlarımız görüyor. Bir kilo kıymanın 300 lira, bir soğanın 30 lira olduğu bir ülkede, bir şekilde müjde vermek zorundalar.İktidarı seçimden sonra alalım, şu anda iktidar ne diyor ne kadar. yanlışlar, doğrulara devam edeceğiz, eksikleri telafi edeceğiz, hataya izin vermeyeceğiz.
“DEPREM SONRASI EKONOMİYLE İLGİLİ ÖNLEMLER SON DERECE YETERLİ DEĞİL”
17 Ağustos 1999 depreminde milli gelirimizin yüzde 17’sini kaybettik. Ardından Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşanan ekonomik şoklarla milli gelirimizin yüzde 30’unu daha kaybettik. Depremde milli gelirin iki katı kayıp yaşandı. Maalesef deprem sonrası alınan ekonomik tedbirlerin son derece yetersiz olduğunu görmekteyiz. Sağlam, dürüst ve işinin ehli bir ekip işe gelmezse depremin etkisi ekonomik şoklar yaratacaktır. Sadece mevcut deprem bölgesinde en az 1 milyon konut ihtiyacı var. Devlet önce beyin sarsıntısı evleri yapıyor. Vatandaşlar oturduktan sonra toplama işlemi başlar. Deprem konutlarının yapılabilmesi için devletin kaynaklarına sahip olması gerekir. Vatandaşlarımızın devlet, merkezi yönetim ve belediyeler tarafından verilen ruhsat ve oturma iznine güvenerek satın aldıkları konutlar depremde yıkılırsa, devlete tazminat yükümlüsü oluyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği nokta budur. Bu binalarda belediye ve ilgili bakanlıkların ruhsatı ile oturmak mümkündür. Bu durumda vatandaşlarımıza ayrı bir bedel ödettirmek kuşkusuz akıl dışıdır.
“BU ÜLKENİN EN ÖNEMLİ ZENGİNLİĞİ BU FARKLI KİMLİKLERİ BİR ARADA BULUNABİLMESİDİR”
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes eşit ve onurlu vatandaş olmalıdır. Herkes birinci sınıf vatandaş olmalıdır. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Sünni, Alevi fark etmez. Bu ülkenin en değerli zenginliği bu farklı kimlikleri bir arada barındırmasıdır. Toplum olarak farklı kimliklerimiz ve farklı yaşam tarzlarımızla geleceğe omuz omuza yürümektir.
BEBECAN DİYOR. GENÇLERİMLE BİR ŞEKİLDE BİR DALGA VAR”
Sayın Erdoğan ne zaman geçmiş dönemlere ait başarılardan bahsetse eski defterleri karıştırıyor. Eski defterleri karıştırdığımda karşıma çıkıyor. Bu yüzden beni hatırlaması gerekiyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonu ‘Ben iktisatçıyım’ deyip kendi karar verdiği dönemde yaşandı. Sabit gelirlilerin tümü yoksuldur. Bu gerçek karşısında, geçmişteki başarılarını aşağılayıcı sözler kullanarak kendi kendine yazar, ‘Bebecan’ der. Bir bakıma gençliğimle dalga geçiyor. Ben de ülkemizin bütün gençlerine ‘Korkmayın başaracaksınız’ dedim. ‘Yeter ki size yetki verildiyse alan açılsın’ diyorum. Gençler Türkiye’nin hem bugünü hem de yarınıdır. Gençlere fırsat verilsin, onlar bu ülkeyi ayağa kaldırır, uçururlar. Bayanlar da bire bir formda. Biz hiçbir gencimizle dalga geçmiyoruz.”